Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

#, Güneş De Doğar (Sun Also Rises) - Ernest Hemingway

Resim
Anavatanları Amerika olan birkaç yazarın 1920’li yıllarda, Amerika’dan uzakta, seyahatlerle geçen hayatlarına odaklanan bir romandır. Birinci Dünya Savaşı sonrası buhran, bunalım, hayal kırıklıkları; ne yaparlarsa yapsın mutlu ve tatmin olamayan karakterlerle güzel anlatılmış bir kitaptı. Anlatıcımız Jake’in de sık sık bahsettiği Robert Cohn karakteri belki de romanı en iyi özetleyen karakterlerden. Sakin hayatını bırakıp yazar olmak için Avrupa’ya gider, beklediği başarıyı elde edemez, Brett’e aşık olur ve kalbi kırılır, aşağılanır, bir türlü arkadaşlarının ortamına ayak uyduramaz. Daha önce okuduğum diğer Hemingway kitaplarından sonra, bu kitap daha hızlı geçen bir olay örgüsüne ve daha farklı karakter tiplemelerine yer veriyor gibiydi. Enteresan bulduğum bazı diyaloglar artık Hemingway’de alışkın olduğum bir durumdu, belki de çeviridendir demeyi burada da gerekli görüyorum. "Başka bir ülkeye gitmek bir şey değiştirmez. Hepsini denedim. Bir yerden bir yere taşınarak kendiniz

kitap alıntısı #102, Silent Vows - Jill Ramsower

Resim
          The priest’s words passed through me as though in another language. I couldn’t hear or see or think. All I could do was focus on breathing and try not to pass out.            Word must have spread like wildfire about my renewed vocal abilities because the church wasn’t engulfed in a sea of whispers when it came time for my vows.           “Noemi, do you take Conner to be your lawfully wedded husband? Do you promise to love him, comfort him, honor and keep him for better  or worse, for richer or poorer, in sickness and health, and forsaking all others, be faithful only to him, for as long as you both shall live?”            I forced air into my lungs.            “I do.”            Three letters. Two words. One life forever forfeited.            As a man, Conner was given freedoms in this world that a woman could only dream of. He was committing himself, but not to the same degree as me because he’d already accepted a life in the criminal underworld. By walking down that aisle,

#, Eskilerin Bilgeliği - Francis Bacon

Resim
         Bir deneme kitabı olduğundan uzun bir giriş yazmaya gerek görmüyorum. Francis Bacon, bu kitabında geçmişteki mitolojilerden (hepsi değilse çoğu Yunan mitolojisinden) yola çıkarak, o zamanların (yazar kitabı 1906 yılında yazmış) siyasi, ahlaki ve kültürel durumunu felsefi olarak eleştirmiştir.          İ çindekiler bölümünü buraya yazacak olursak: 1. Kassandra ya da Kehanet 2. Tayfun ya da Asi 3. Kikloplar ya da Dehşetin Bakanları 4. Narkisos ya da Kendine Aşık Olmak 5.Styx ya da Birlikler 6. Pan  ya da Doğa 7. Perseus  ya da Savaş 8.  Endymion ya da Gözde 9.  Devlerin Kız Kardeşleri ya da Ün 10.  Akteon ve Pentheus ya da Meraklı Bir İnsan 11.  Orfeus ya da Felsefe 12.  Koelum ya da Başlangıçlar 13.  Proteus ya da Madde 14.  Memnon ya da Aşırı Cüretkar Bir Genç 15.  Tithonlar ya da Doygunluk 16.  Juno'nun Talibi ya da Bayağılık 17.  Küpid ya da Atom 18.  Diomedes ya da Dini Coşkunluk 19.  Dedalus ya da Mekanikçi  20. Erycthoneus ya da Sahtekarlık 21. Deucalion ya da Eski Ha

kitap alıntısı #101, Praise - Sara Cate

Resim
          “People with a long, straight heart line are usually good lovers,” I say with a playful smirk.            “Makes sense,” he jokes, and I find myself giggling and my cheeks warming.            “It also means you are expressive, romantic, and value true love in your life.”            “Hmm…”            “Look, mine is long  too.” I open my palm for him, showing him where the horizontal line starts at my index finger and stretches all the way across my hand, without any breaks or curves.            “Doesn’t everyone have love in their life?” He sounds unimpressed.            Squeezing his open hand in mine, I give him a terse glare. “Not just any love, Emerson. It  means you’ll have true, all-consuming, intoxicating, lifechanging, earth-shattering love. Love you would die for. That you couldn’t possibly live without. Love that makes it hard to breathe. Like you can feel it not just in your heart but in your veins and your bones and your muscles. Everywhere.”   - Sara Cate, Praise,

#, When Gracie Met the Grump - Mariana Zapata

Resim
          Yıllar önce, insanların “Trinity” adını verdiği üç süper insan ortaya çıkar. Bunların ilki yanlışlıkla ateşlenen nükleer bir bombayı uzaya gönderip büyük bir felaketi önleyen “The Primordial” dır. Bu yeşil kostüm ve pelerinli, uçan kadın bombayla birlikte kaybolur ama tüm olay binlerce kamerayla kaydedilir. Ondan sonra “The Centurion” ve “The Defender” ortaya çıkar. Bazen aylarca ortalarda görünmüyor, arada insanlarla etkileşime geçip onlarla konuşuyorlardır da. Onların yaptıklarını takdir edenler olduğu kadar, insanlığa tehlikeli olduklarını savunanlar da vardır. Bu üçlünün içinde insanların hakkında en az bildiği The Defender’dır. İşi bittikten sonra kaybolur, dronelar onu takip edemez, net bir fotoğrafını bulmak da çok zordur.           Gracie Garcia, gerçek adıyla Altagracia Ximena Castro, hayatını hep kaçarak geçirmiştir. Anne ve babası bir mafya için çalışırken bir anda büyük miktarda para çalıp ortadan kaybolur. Böylece Gracie’yi büyükannesi ve büyükbabası büyütür. Ma

kitap alıntısı #100, Sinners Anonymous - Somme Sketcher

Resim
          It was my mom who taught me to swim. Years later, she said it was because she was so bitter that my father got to teach me everything else—riding a bike, how to start a fire, how to build shelter from discarded wood—and she wanted to pass a skill onto me, too. She took me to the lake by our cabin, bundled me into our boat and rowed us out into the middle of the water. Jump, she’d said, before folding her arms and staring at me, expectantly.           I’d laughed. Mom was known for her sense of humor. But when she didn’t crack a smile I realized she wasn’t joking, and the panic started to seep in around my edges, I reached for the oars to row back to shore, but she pushed me back down on the boat bench with a firm hand.          Jump , she repeated. Because when you jump, you’ll find your wings as you fall.           I glanced up at my father, who was hovering nervously on the bank, clutching a life buoy. I swallowed the fear rising up my throat, balled my fists, and I jumped

#, Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu (SCUM Manifesto) - Valerie Solanas

Resim
          Bu kitabı okuma serüvenimi kısaca özetleyecek olursam, ilk başta Türkçe adını görüp etkilenmiştim. İçeriğine dair hiçbir bilgim yoktu, belki cinayet romanı ya da adından bağımsız herhangi bir şey olabilirdi. Sonrasında SCUM Manifesto adında orijinal basımına denk geldim. İkisinin aynı kitap olduğunu bilmiyordum, yazarlarına da dikkat etmemiştim. Ama o da "scum" başlığıyla ilgimi çekmişti. Sonrasında, kitabı daha okumadan Valerie Solanas ve Andy Warhol arasında geçen bazı olaylara denk geldim. Noktalar birleşti ve bu kitabı orada bahsedilen kitap olduğunu anladım. Okumalıydım.          Beklediğimden çok daha farklı, daha saldırgan bir kitaptı. Bazı yerlerinin haklı olduğunu düşünsem de bazı yerlerinin aşırı olduğunu düşünüyorum. Kadınlar için söylenen sözlerin bu sefer erkekler için söylendiğini duymak hoş bir farklılıktı. Yazıldığı dönemde bunlar yüzünden ses getirdiğine şaşırmamak gereken bir kitaptı.  Yer yer felsefeye göndermeler yapılıyordu, bilerek yapılmamışsa

kitap alıntısı #99, Paris Bir Şenliktir - Ernest Hemingway

Resim
         " Sylvia Beach'in kitaplığını keşfettiğim günden sonra Turgenyev'in tüm kitaplarını ve Gogol'dan basılmış İngilizce ne kadar kitap varsa, ayrıca Tolstoy'un Constance Garmett çevirilerini ve Çehov'un İngilizce çevirilerini okumuştum. Karımla Paris'e ilk gelişimizden önce Toronto'da bana Katherine Mansfield'in iyi, dahası büyük kısa öykü yazarı olduğu söylenmişti. ama Çehov'dan sonra Mansfield'i okumaya çalışmak, iyi ve yalın bir yazar olan, güzel konuşan, bilgili bir hekimin öykülerinden sonra ihtiyar bir kızın özene bezene uydurduğu masalları dinlemeye benziyordu. Mansfield, su katılmış bira gibiydi. Oun yerine su içmek daha iyi olurdu. Fakat Çehov'da duruluğu dışında suyla iniltili tek şey yoktu. Gazete haberi gibi kokan bazı öyküleri yok değildi. Fakat son derece güzel olanları da vardı.          Dostoyevski'de inanılır ve inanılmayacak şeyler vardı ama bazısı öylesine gerçekti ki okurken insanı değiştirirdi; ondaki zayıfl

#223, The Trouble with Whiskey - Melissa Foster (The Whiskeys: Dark Knights at Redemption Ranch #1)

Resim
          Devlin “Dare” Whiskey, Billie Mancini ve Eddie Baker çocukluklarından beri çok yakın arkadaşlardır. Her şeyi birlikte yaparlar ve bu 'her şey 'den kasıt genelde tehlikeli sporlardan oluşur. Dare ve Billie adrenalin bağımlısıyken ve her şeyi denemeye açıkken, Eddie onların yanında olup onlara göz kulak olmayı ve bu anları gelecekte yapacağı filmi için kaydetmeyi sever. Dare ve Eddie aralarında bir anlaşma yaparlar. İkisi de Billie ile birlikte olmayacaktır ama Billie ikisinden birine hamle yaparsa o zaman birlikte olabileceklerdir.            Dare psikoloji okumak için Hope Valley, Colorado'dan ayrıldıktan bir süre sonra Billie ve Eddie'nin birlikte olduğunu öğrenir. Daha sonra da ikili nişanlanır. Billie ve Eddie'nin nişanı herkes için sürpriz olur. Dare kendini bildiğinden beri Billie'yi sevmektedir. Billie de Dare'den hoşlandığının farkındadır. Ama Eddie'yi de üzmek istemez. Bir gün Billie, Eddie'ye onu hak ettiği kadar sevmediğini söyler

#222, Love is Blind - Annabelle Costa

Resim
          Sophie Pasternak, iki yaşındayken yanlışlıkla yüzüne kaynar su dökülmesi sonucu ömrü boyunca yüzündeki izlerle yaşamak zorunda kalmıştır. Otuz sekiz ameliyat sonucu yüzündeki organlar işlevlerini görür hale gelir ama yine de bu insanların ona baktığında ne gördüğünü değiştirmez. Ön yargılı bakışlar ve fısıldaşmalar Sophie'yi hep takip eder.            Sophie kütüphane çalışanı olarak sakin bir hayat sürmektedir. Haftada iki gün de çocuklara kitap okumaktadır. Bir gün çocukluğundan tanıdığı ve kendisini pek sevmeyen bir kadın kütüphaneye gelir. O günden itibaren Sophie'yi kütüphanenin çocuk bölümünden, hatta mümkünse çocukların onu görebileceği herhangi bir yerden uzaklaştırmayı kendine amaç edinir. Sophie ve Colin de bu zaman diliminde tanışırlar.          Colin Kelly, ordudayken Irak'a göreve gittiğinde gözlerine şarapnel isabet etmesiyle kör olur. Diğer yaraları iyileşip de eve döndüğünde bu görememe durumu onu kötü etkiler, depresyondadır. Bir gün kendisi gibi

kitap alıntısı #98, Ecce Homo; Kişi Nasıl Kendisi Olur - Friedrich Nietzsche

Resim
         "Benim savaşçılık pratiğim dört ilkede özetlenebilir. Birincisi: Yalnız zafer kazanana saldırırım, gerekirse zafer kazanmasını bekleyerek.          İkincisi: Kendime hiçbir müttefik bulamayacağım, tek başıma kalacağım ve yalnız kendi adımı tehlikeye atacağım şeylere saldırırım... İnsanların önünde, tehlikesiz tek bir adım bile atmadım; budur benim doğru davranış ölçütüm.          Üçüncüsü: Şahıslara saldırmam; onları genel ama gizlice yayılan ve yakalanması güç bir tehlike durumunu görünür kılmak için bir büyüteç gibi kullanırım. Böyle saldırdım David Strauss'a; daha doğrusu miladı dolmuş bir kitabın Alman eğitimindeki başarısına; bu kültürü suçüstü yakalamıştım. Wagner'lere böyle saldırdım; daha doğrusu rafine olanı zengin olanla, geç geleni büyük oalnla karıştıran kültürümüzün sahteliğine, içgüdü karmaşasına.          Dördüncüsü: Her türlü şahsi farklılığın dışlandığı, geçmişinde kötü deneyimler bulunmayan şeylere saldırırım yalnızca. Aksine, saldırmak benim içi

şiir alıntısı #97, Because I Could Not Stop For Death - Emily Dickinson

Resim
Because I could not stop for Death – He kindly stopped for me – The Carriage held but just Ourselves – And Immortality. We slowly drove – He knew no haste And I had put away My labor and my leisure too, For His Civility – We passed the School, where Children strove At Recess – in the Ring – We passed the Fields of Gazing Grain – We passed the Setting Sun – Or rather – He passed Us – The Dews drew quivering and Chill – For only Gossamer, my Gown – My Tippet – only Tulle – We paused before a House that seemed A Swelling of the Ground – The Roof was scarcely visible – The Cornice – in the Ground – Since then – 'tis Centuries – and yet Feels shorter than the Day I first surmised the Horses' Heads Were toward Eternity – - Emily Dickinson, Because I could not stop for Death

#220, Running on Diesel - Melissa Foster (The Whiskeys: Dark Knights at Peaceful Harbor #8)

Resim
          Desmond “Diesel” Black, Dark Knights Motosiklet Kulübü'nün nomad (göçebe) üyesidir. On dokuz yaşında annesini kaybettiğinde evi olan Hope Ridge, Colorado'dan ayrılmış şimdiye kadar da hiçbir yerde uzun süre kalmadan yaşamıştır. Ama kulüp başkanının karısı Red, Diesel'den, oğlu Bullet yeni doğan çocuğuyla daha fazla vakit geçirsin diye Bullet'in Whiskey Bro's Barındaki vardiyalarını devralmasını istediğinde; Diesel Red'i kırmaz. Sonrasında Red ondan ikinci bir iyilik istemiştir: Barda yeni işe başlayan, eski sevgilisinin istismarına uğramış Tracey Kline'a göz kulak olup onu güvende tutması. Bu iki rica Diesel'i iki yıldır Peaceful Harbour'da tutuyordur.          Tek sebep ricalar değildir. Diesel, onu ilk gördüğü andan beri Tracey'den hoşlanmaktadır. Tracey ise fazla konuşmayan, müşterileri korkutup bahşişlerini engelleyen Diesel'in bu korumacı tavırlarından bıkmıştır. Her seferinde de bunu Diesel'e söyler. Bir gün Diesel, Trace

kitap alıntısı #97, Devlet - Platon

Resim
“Çünkü senin bu mantığına göre çobanlar veya sığırtmaçlar, kendilerinin veya efendilerinin çıkarlarını değil, sürülerinin çıkarlarını düşünerek onları güderler. Aynı şekilde sanıyorsun ki devletlerin yöneticileri, gerçek yöneticiler, kendilerine tabi olanları çobanın sürüsünü gördüğü gibi görmezler; kendi çıkarları için gece gündüz çalışmaktansa, onların çıkarları için uğraşır dururlar. Ve adalet ve hak, adaletsizlik ve haksızlık hakkında düşünürken o kadar yanlış yollara saptın ki adaletin ve adil olanın gerçekte başkalarının yararına, yani, güçlü olanın ve böylelikle de yönetenin çıkarına uygunken bu güçlü kimseye tabi itaat edenlerin çıkarına aykırı olan şey olduğunu unuttun; öte yandan, adaletin tersi olan haksızlık da, safları ve doğruları parmağında oynatır, onlara hükmederken, tabi olanlar, güçlünün çıkarına olan şeyleri yaparlar, ona hizmet ederek kendi mutluluklarını değil, güçlünün mutluluğunu sağlarlar. “Benim saf Sokrates’im; adil olanın her yerde haksıza ne kadar çok boyun

#219, Entelektüelin Kutsal Kitabı, Biyografiler - David S. Kidder, Noah D. Oppenheim

Resim
          365 biyografinin yer aldığı bu kitapta, biyografiler haftanın her günü farklı olmak üzere alt başlıklara göre düzenlenmiş: Pazartesi günleri liderler, salı günleri filozoflar, çarşamba günleri yenilikçiler, perşembe günleri savaşçılar ve zalimler, cuma günleri yazarlar ve sanatçılar, cumartesi günleri asiler ve reformcular, pazar günleri din adamı ve peygamberler.           Okumak güzeldi. Herkesin kendine ait sadece bir sayfa vardı; bu nedenle ne fazla ne de az bilgi sorunu olmadan, insanı sıkmadan bilgi alınıyordu.           Kitapta bir içindekiler kısmı yok ve her gün şansınıza ne gelirse onu okuyorsunuz gibi bir durum ortaya çıkıyor. Ben de bu nedenle haftanın günlerine göre değil de, bu yedi kategoriye göre bir içindekiler kısmı oluşturmaya karar verdim. (Maya Kitapevindekine göre, önce isim sonra sayfa sayısı şeklinde) ➤ LİDERLER      ➛ Khufu, 9     ➛ Nebukadnezar, 16     ➛ Büyük Keyhüsrev, 23     ➛ Perikles, 30     ➛ Büyük İskender,v37     ➛ Qin Shihuangdi, 44     ➛ Ha

#218, The Wall of Winnipeg and Me - Mariana Zapata

Resim
          Vanessa Mazur iki yıldır Dallas Three Hundreds takımının yıldız futbolcusu Aiden “The Wall of Winnipeg” Graves için çalışmaktadır. Aiden'ın asistanlığını yapan Vanessa, iki yıl boyunca onun istediği her şeyi ─ yemek yapmak, evini temizlemek, maillerine cevap vermek, sosyal medya hesaplarını yönetmek vs.─ yapmıştır ama Aiden ona bir kere bile nazik davranmamış, ona bir kere teşekkür etmemiş, hiç özür dilememiştir. En sonunda Aiden'ın menajerinin kendisi hakkında söylediği kaba sözler karşısında korumadığını gördüğünde canına tak eder, işi bırakır.          Birkaç hafta geçer. Vanessa üniversiteden mezun olduğundan beri hayal ettiği  grafik tasarımı işine yoğunlaşmıştır. Bir akşam Aiden onun evine gelir ve Vanessa'nın işe geri dönmesini ister. Birkaç kere aynı şey yaşanır, Vanessa her seferinde reddeder. En sonunda Aiden asıl ihtiyacı olanı söyler: vizesi yakında dolacaktır ve o takımla yeni bir anlaşma olmaksızın bu ülkede kalmak istemektedir. Bu nedenle Vanessa il

#217, Jasper Vale - Devney Perry (The Edens #4)

Resim
        Kız kardeşinin sevgilisi Foster'ın Las Vegas'taki MMA maçını izlemeye giden Eloise ve Lyla Eden, maçtan sonra sarhoş olup Vegas'ın tadını çıkarmaya karar verirler. Ta ki Foster'ın yanlarına bakıcı olarak verdiği Chase ve Lyla'nın uykusu gelene dek. Eloise buradaki son gecelerinin daha fazla tadını çıkarmak ister; böylece otel lobisinde Foster'ın antrenörü Jasper Vale'i gördüğünde, içkilerin de etkisiyle, birlikte dolaşmaya karar verirler. Biraz konuştuktan ve ortamın "büyüsüyle" o gece evlenirler.            Ertesi sabah Eloise ve Lyla'nın erkenden uçağı vardır, böylece Jasper ve Eloise konuşamadan ayrılırlar. Birkaç gün sonra Jasper, Montana'ya döner, Eloise ile konuşurlar. İkisi de bu evliliğin hata olduğunun farkındadır. Avukatları aracılığıyla evliliği geçersiz hale getirmek için başvururlar. Ama süreç uzun sürecektir. Bu arada Eloise bu evliliği sır olarak saklamak ister. Ailesi otelin işletmesi için Eloise'e yeni yeni güv

şiir alıntısı #94, Hoşçakal - Özdemir Asaf

Resim
siyah beyaz tuşlarında piyanomun seni çalıyorum şimdi çaldıkça çoğalıyorsun odada sen arttıkça ben kayboluyorum seni doğuruyorum geceye adını koyuyorum aya bakarak her şey sen oluyor her yer sen ben ölüyorum sesini duyuyorum rüyalarımda gözlerimi kamaştırıyor ışığın rüzgar sen gibi dokunuyor bana ben doğuyorum duymak istediklerimi söylemiyorsun hiç dokunmuyorsun bana sen gibi bir şimşek çakıyor tam kalbime düşüyor yıldırımı ben gidiyorum - Özdemir Asaf, Hoşçakal

#216, Körleşme - Elias Canetti

Resim
              Kitap üç bölümden oluşuyordu.               Birinci bölüm, Dünyasız Bir Kafa: Yirmi beş bin kitaplık kütüphanesinde günlerini geçiren orta yaşlı Sinolog Profesör Kien için hayat evinin dört duvarı arasında geçmektedir. Dış dünyadan tiksiniyor, sessiz sabah saatleri dışında dışarı çıkmamaya çalışıyordur. Çok uzun süreler çalıştığı için evine Terese adında bir yardımcı alır. Bu kadın yanında sekiz yıl çalışır, kitaplarının tozlarını güzelce alır. Öldükten sonra kitaplarına ne olacağından endişe duyduğu bir anda Kien, Terese ile evlenmeye karar verir. Evlendikten sonra kadın bir anda değişir. Kien büyük bir hata yapmıştır. İkinci bölüm, Kafasız Bir Dünya: Paradan gözü dönen karısı Kien’i evden attığında gidecek yeri olmayan Kien, kendini özellikle soyutladığı dünyayla baş başa bulur. Kien daha önce değersiz gördüğü yerlerde, kendine hiç yakıştıramadığı ve hayal dahi edemeyeceği insanlarla tanışır; bu insanların elinde oyuncak olur, başına birçok bela açılır. Üçüncü böl

#215, Tied - Carian Cole (All Torn Up, #2) (Devil's Wolves #2)

Resim
              Holly Daniels beş yaşındayken kaçırılır. Bundan sonraki on bir yılını ormanda yerin altında bir odada geçirir. Yıllardır yanındaki masal kitaplarındaki gibi prensin gelip kendini kurtaracağını düşünmüştür.                Tyler Grace, ormanda yürürken bir ses duyar ve nereden geldiğini öğrenmeye çalışır. Bu ses onu yerin altındaki odaya açılan tahta kapıya ve kapının altında beyaz bir köpekle bulunan Holly'ye götürür. Yetkililere telefon açan Tyler uzun zamandır kimseyle konuşmadığından bu telefon konuşması tuhaf geçer. Sonrasında köpek kaçar; kız köpeğin peşinden, Tyler da kızın peşinden koşar. Tesadüfen Holly'yi kaçıran adama rastlarlar, Tyler adamı öldürür. Tyler'dan hiçbir zaman hoşlanmamış olan halk ve polis olan her şey için onu suçlar.               Bir anda bildiği her şey değişen Holly, kendini yabancı bir dünyada bulur. Ailesi onun öldüğünü kabul edip hayatlarına devam etmiştir, Holly'yi arada kendilerini ziyaret etmesi koşuluyla bakım evine yerle