Kayıtlar

felsefe etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

#, Eskilerin Bilgeliği - Francis Bacon

Resim
         Bir deneme kitabı olduğundan uzun bir giriş yazmaya gerek görmüyorum. Francis Bacon, bu kitabında geçmişteki mitolojilerden (hepsi değilse çoğu Yunan mitolojisinden) yola çıkarak, o zamanların (yazar kitabı 1906 yılında yazmış) siyasi, ahlaki ve kültürel durumunu felsefi olarak eleştirmiştir.          İ çindekiler bölümünü buraya yazacak olursak: 1. Kassandra ya da Kehanet 2. Tayfun ya da Asi 3. Kikloplar ya da Dehşetin Bakanları 4. Narkisos ya da Kendine Aşık Olmak 5.Styx ya da Birlikler 6. Pan  ya da Doğa 7. Perseus  ya da Savaş 8.  Endymion ya da Gözde 9.  Devlerin Kız Kardeşleri ya da Ün 10.  Akteon ve Pentheus ya da Meraklı Bir İnsan 11.  Orfeus ya da Felsefe 12.  Koelum ya da Başlangıçlar 13.  Proteus ya da Madde 14.  Memnon ya da Aşırı Cüretkar Bir Genç 15.  Tithonlar ya da Doygunluk 16.  Juno'nun Talibi ya da Bayağılık 17.  Küpid ya da Atom 18.  Diomedes ya da Dini Coşkunluk 19.  Dedalus ya da Mekanikçi  20. Erycthoneus ya da Sahtekarlık 21. Deucalion ya da Eski Ha

#, Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu (SCUM Manifesto) - Valerie Solanas

Resim
          Bu kitabı okuma serüvenimi kısaca özetleyecek olursam, ilk başta Türkçe adını görüp etkilenmiştim. İçeriğine dair hiçbir bilgim yoktu, belki cinayet romanı ya da adından bağımsız herhangi bir şey olabilirdi. Sonrasında SCUM Manifesto adında orijinal basımına denk geldim. İkisinin aynı kitap olduğunu bilmiyordum, yazarlarına da dikkat etmemiştim. Ama o da "scum" başlığıyla ilgimi çekmişti. Sonrasında, kitabı daha okumadan Valerie Solanas ve Andy Warhol arasında geçen bazı olaylara denk geldim. Noktalar birleşti ve bu kitabı orada bahsedilen kitap olduğunu anladım. Okumalıydım.          Beklediğimden çok daha farklı, daha saldırgan bir kitaptı. Bazı yerlerinin haklı olduğunu düşünsem de bazı yerlerinin aşırı olduğunu düşünüyorum. Kadınlar için söylenen sözlerin bu sefer erkekler için söylendiğini duymak hoş bir farklılıktı. Yazıldığı dönemde bunlar yüzünden ses getirdiğine şaşırmamak gereken bir kitaptı.  Yer yer felsefeye göndermeler yapılıyordu, bilerek yapılmamışsa

kitap alıntısı #97, Devlet - Platon

Resim
“Çünkü senin bu mantığına göre çobanlar veya sığırtmaçlar, kendilerinin veya efendilerinin çıkarlarını değil, sürülerinin çıkarlarını düşünerek onları güderler. Aynı şekilde sanıyorsun ki devletlerin yöneticileri, gerçek yöneticiler, kendilerine tabi olanları çobanın sürüsünü gördüğü gibi görmezler; kendi çıkarları için gece gündüz çalışmaktansa, onların çıkarları için uğraşır dururlar. Ve adalet ve hak, adaletsizlik ve haksızlık hakkında düşünürken o kadar yanlış yollara saptın ki adaletin ve adil olanın gerçekte başkalarının yararına, yani, güçlü olanın ve böylelikle de yönetenin çıkarına uygunken bu güçlü kimseye tabi itaat edenlerin çıkarına aykırı olan şey olduğunu unuttun; öte yandan, adaletin tersi olan haksızlık da, safları ve doğruları parmağında oynatır, onlara hükmederken, tabi olanlar, güçlünün çıkarına olan şeyleri yaparlar, ona hizmet ederek kendi mutluluklarını değil, güçlünün mutluluğunu sağlarlar. “Benim saf Sokrates’im; adil olanın her yerde haksıza ne kadar çok boyun

kitap alıntısı #90, Putların Alacakaranlığı (ya da Çekiçle Felsefe Yapmanın Yolları) - Friedrich Nietzsche

Resim
Güzel ve çirkin: Bizim güzellik anlayışımızdan daha çok koşula bağlı ya da diyelim ki daha dar kafalı bir şey yoktur. Kim bu anlayışı, insanın insandan aldığı hazdan ayrı düşünmeye çalışırsa ayaklarının altındaki zemini hemen yitirecektir. “Özünde güzel” yalnızca bir sözdür, kavram bile değildir. İnsanoğlu, güzellikte kusursuzluğun ölçüsünü bulur; bazı durumlarda güzelliğinden dolayı kendine tapınır. Hiçbir tür kendi kendini bu derece olumlayamaz . Onun en derin deki içgüdüsü, varlığını koruma ve neslini sürdürme içgüdüsü, bu tür yüceltme biçimleriyle kendini gösterebilir. İnsanoğlu, dünyanın güzellikle dopdolu olduğuna inanır, onu yaratanın kendisi olduğunu unutur . Dünyaya güzellik bağışlayan tek balına kendisidir, ah! Çok insanca, bütünüyle pek insanca bir güzellik… İnsanoğlu temelde kendi yansımasını eşyada bulur, kendi resmini yansıtan her şeyi güzel kabul eder. “Güzel” yargısı onun türünün zarafet budalalığı dır… Küçük bir işkillenme kuşkucunun kulağına şu soruyu fısıldayabili

#190, Azizler ve Alimler - Terry Eagleton

Resim
              Kitap, 12 Mayıs 1916’ta, idam emri verilmiş James Connolly’nin idam edileceği günde başlar. Connolly çok ağır yaralıdır, birkaç gün bile yaşayamayacaktır. Ancak idam emri verilmiştir ve onun kurşuna dizilmesi, kendi kendine ölmesinden daha ‘anlamlı’ bir sahne oluşturacaktır. Böylece ayakta bile durmayan Connolly gardiyanlar tarafından sandalyeye bağlanarak vurulur. James Connolly, gerçekten de 12 Mayıs 1916’da idam ettirilmiş, İrlandalı Gönüllüler ve İrlanda Yurttaşlar Ordusu’nun isyancı cumhuriyetçi birliklerinin genel komutanı ve İrlanda geçici hükümetinin başkan yardımcısıdır. Ancak yazar, burada tarihi değiştirmeyi seçiyor ve James Connolly’nin ölmediğini, bu olayın hiç yaşanmadığını düşünmemizi istiyordu.               Avusturyalı filozof Ludwig Wittgenstein ve Rus dilbilimci Nikolai Bakhtin, akademiden –Cambridge– bunalıp profesör bir tanıdıklarının İrlanda’nın batı kıyısındaki kır evine giderler. Ev işlerinden anlamayan ikiliye yerel barın sahibi Donal yardım ede

157, Dava - Franz Kafka

Resim
          Bir sabah bir adam Josef K.’nın odasına gelerek onun tutuklandığını söyler. Neden tutuklandığını açıklamazlar ancak normal hayatına devam edip işine gitmeye devam edebileceğini söylerler. Kendi neden tutuklandığını/dava edildiğini bilmese de hayatındaki herkes bu davadan haberdardır. Onunla aynı pansiyonda kalanlar, çalıştığı bankadaki iş arkadaşları, ailesi, sokaktaki insanlar bile. Ama Josef bir suç işlemediğinden emindir, bu nedenle etrafında olan biteni pek umursamaz.           İki hafta sonra Pazar günü mahkemeye çağırılır. Davasının görüleceği bina şehir dışında izbe bir yerdedir, içinde enteresan insanlar yaşamaktadır. Yargıç yoktur, kendini alaya alan birçok memur davasını görecektir. Sinirlenir, onlara aklına geleni söylemekten çekinmez.           Josef K.’nın amcasının olayı duyup şehre gelmesiyle yeğenine yardım edebilecek kişilerle görüşür. Avukat, fabrikatör, ressam, rahip derken ne olduğu belli olmayan bir dava için birçok karakter kitaba dahil olur.           K