#188, The Stopover - T.L. Swan (The Miles High Club #1)

        Emily Foster, Londra'dan New York'a iş görüşmesine giderken havaalanında kaba bir adam tarafından rahatsız edilir. Bunun üzerine havayolu şirketi onu Business Class'a yükseltir. Uçakta yanında oturan Jim ile daha ilk andan aralarında bir elektriklenme olur. Uçakta konuşarak saatler geçiren Emily ve Jim, New York'ta hava şartlarının elverişsiz olması nedeniyle Boston'a inip orada otelde bir gece beklemek zorunda kalırlar. Onlar da bu geceyi birlikte geçirirler. Birbirlerinin isimleri dışında hiçbir detayı bilmeden ayrılırlar.

        Bir yıl sonra, Emily üç yıldır girmeye uğraştığı, New York'taki Miles Media'da yeni işine başlar ve buradaki ilk gününde şirketin CEO'suyla tanışır. CEO Jameson Miles, Emily'nin uçakta tanışıp bir gece geçirdiği Jim'den başkası değildir. Jameson, Emily ile tekrar vakit geçirmek ister ama Emily aralarında artık patron-çalışan ilişkisi olduğu için bunu istemez. 

        İş yerinde ikinci günde Emily rakip gazetenin onun haberini çaldığını fark eder. Şirketten biri karşı tarafa bilgi satmaktadır. Bunu Jameson'a söyler ve yöneticiler kendi aralarında konuşup bir plan hazırlarlar. Bu plana göre Emily birkaç sahte haber hazırlayacaktır ve böylece işe alınan güvenlik elemanları sayesinde de haberi satanın kim olduğunu öğrenebileceklerdir. 

        Tüm bu olaylar olurken Jameson ve Emily aralarındaki çekime yenik düşerler. İkisi de ciddi bir ilişki istememektedir ancak ikisinin de ilişki anlayışlarının birbirlerinden farklı olması aralarında problemlere yol açar. Rakip firmaların oyunları ve karakter çatışmalarıyla ikilinin ilişkisi tartışmalar, yanlış anlaşılmalar ve iniş çıkışlarla geçer.

        Dürüst olmam gerekirse bu türde okuduğum kitaplara göre daha uzundu. Genelde böyle romantik kitaplarda olay örgüsü bellidir: Tanışırlar, sevgili olurlar, her şey güzel giderken bir şekilde araları açılır, sonra bu sorunu aşıp mutlu mesut yaşarlar. Ama bu kitapta ana karakterler bir gün iyiyken ertesi gün kötülerdi, sürekli tartışıyorlardı. Jameson zaten Emily'ye güvenmemek için yer arıyor gibiydi. Bu tartışmalarla kitabın yarısına kadar geldik zaten. Oralarda biraz sıkılmaya başladım. Ama sonra büyük skandal patlak verdi. İşler ilginçleşmeye ve Jameson tamamen bir pislik gibi davranmaya başladı. Sonrasında Emily işi çözdü ama arkasını dönüp gitti. 👏👏👏 Bütün bunlardan sonra Jameson annesiyle konuşup aklını başına aldı, Emily'nin onun için ne anlama geldiğini anladı ve onu geri kazanmak için güzelce uğraştı. 

        Sonuçta, okuması zevkli bir kitaptı. Türüne göre uzundu ama olay örgüsü ve dilinin sadeliğiyle kolayca okundu. Serinin diğer kitaplarını, Jameson'ın kardeşlerinin başına geleceklerini merakla bekliyorum.

 

    🛧🛪✈

        "Manners are free."



        "There are moments in your life that you know you will remember forever. Certain situations that are poignant and have shaped who you are."



        "Sometimes you just know in your gut that you shouldn’t be doing something. The outcome is already written in the stars, and sometimes you should just be stronger and say no. But what if you can’t?"



        "Last night, however infuriating it was, taught me a valuable lesson on his competitors. They have no morals and no fear, and that makes them very dangerous players indeed."



        "Only you can decide if you want this, Emily. Forgiveness is a choice."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

#130, The Rory Gilmore Reading Checklist, 2022 Yıl Sonu Güncellemesi

#141, Daisy Jones & The Six - Taylor Jenkins Reid

#133, The Pale Blue Eye - Louis Bayard

#140, Twisted Hate - Ana Huang (Twisted #3)

#150, Killing Sarai - J.A. Redmerski (In the Company of Killers #1)