#172, That Forever Girl - Meghan Quinn (Getting Lucky #2)
En küçük kardeşlerinin yirmi birinci doğum günü için New Orleans'a giden Knightly erkekleri, sarhoş olup da bir falcının masasını kırınca işler eğlenceli olmaktan çıkar. Bir süre sonra kadına inanmayıp da onunla dalga geçtiklerinde falcı onları lanetler.
"Those who belittle and make others feel worse will feel the ungodly wrath of my curse. Listen to me, to the words I have spoken. From this day on, your love will be broken. It isn’t until your minds have matured that the weight of this curse will forever be cured."
Dört erkek kardeş bunu kafaya takmaz, alaya alırlar. Ama kısa süre sonra kasabadakiler gibi dört kardeş de bunun doğru olup olmadığını düşünmeden edemez.
Aradan iki buçuk yıl geçer. Eskinin yıldız futbol oyuncusu, şimdinin emlak zengini Rogan Knightly son yedi yıldır cehennemde yaşıyordur. Üniversitede nişanlandığı lise aşkıyla yedi yıl önce yaşanan bir kaza sonucu olaylı şekilde ayrılmıştır. Okuldan ayrılıp evine dönmüş bir süre herkesle ilişiğini kesmiştir. Hala katı ve kaba bir hayat sürmektedir.
Her ne kadar Knightly kardeşlerin üzerlerindeki laneti Griffin'in aşkı tekrar bulmasıyla kaldırıldığı düşünülse de, Rogan hayatı boyunca sevdiği tek kadının bir daha onunla olmak istemeyeceğini biliyordur. Harper Sanders Port Snow'a döndüğünde Rogan ne yapacağını şaşırır. Ondan uzak durmak için elinden geleni yapar ama herkes ikisinin tekrar birlikte olmasını istiyordur. Birbirlerine emrivaki şekilde yan yana bulduklarında Rogan her seferinde Harper'a kaba davranır.
Port Snow bir filmin çekim yeri olarak belirlendiğinde Harper kendini yapımcılar tarafından danışman/tur rehberi olarak işe alınmış bulur. Harper'ın sahneler için çekim yerleri ayarlaması da gerekecektir. Bu da birçok evin sahibi Rogan ile Harper'ı yan yana getirir. Kardeşlerinin ikna etmesiyle Rogan bunun Harper ile aralarını düzeltmesi için harika bir fırsat olduğunu düşünür. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın Harper'ı tekrar sevgilisi yapacaktır.
İlk kitaptan sonra Port Snow beni etkisi altına almıştı. Sıcağı sıcağına ikinci kitaba başlamam pek sürpriz olmadı. Bir karşılaştırma gibi düşünürsek; ilk kitap daha çok iki insanın tanışıp arkadaşlıktan aşka ilerlemesini okumak gibiyken, bu kitap eski aşıkların birlikte olmaya bile katlanamamasının ardından aşkı tekrar bulmasını okumak gibiydi, diyebilirim.
İlk başlarda Rogan'ın bu kadar kaba davranışları insanı sinir ediyor olsa da sonrasında kendini telafi etmeye çalışması güzeldi. Lisede ve üniversitedeki hallerinden bölümlerin de aralarda yer alıyor olması hikayeyi çok daha anlaşılır bir hale getirmişti. Üniversitede başına gelenler gerçekten Rogan'ın yerindeki biri için korkunçtu. O zamanlardaki psikolojik durumunu ve aklından geçenleri anlayabiliyorum. Yine de Harper'a yaptığı da haksızlıktı. Harper'ı hatırlatan ve onun sevdiği evleri aldığı ayrı bir şirket kurmuş olması da Rogan'ı gizli bir romantik yapmıyorsa ben de bir şey bilmiyorum.
İlişkileri beklediğimden çok daha ileride düzeldi. Sonrasında da hemen kitabın sonu bağlandı ve kitap bitti gibi geldi. Daha da uzatılabilirdi ama bu hali de yeterince güzeldi.
"I like to believe that some people hold the beat of another human’s heart in theirs, and they spend their entire lives searching for the owner."
"Now... hell, now I don’t even know who I am anymore. It’s as if I’m an empty shell ready to be filled, but I keep relying on the wrong person to fill it."
"Broken love can be mended, but it takes work, understanding, and appreciation for each other’s journey."
"Sometimes memories are what you need to remind you who you are and where you come from."
Yorumlar
Yorum Gönder