#171, Perfect Song - Lauren Runow (Mason Creek #2)

        Justine Samson, New York'ta başından bir olay geçtikten sonra — ne olduğunu uzun bir süre öğrenmiyoruz — ailesinin yanına, Mason Creek, Montana'ya dönmeye karar verir. Buradayken Living Now Magazine'deki işini evden yürütecektir. Ama hep şehir hayatıyla ilgili yazılar yazarken buradan onları nasıl yöneteceğinden emin değildir. Belki de şehre hiç dönmeyeceğinden, bazı değişiklikler yapması gerekecektir.

        Mason Creek'te lise arkadaşları onun gelişini kutlamak üzere oradaki tek bar olan Pony Up'a giderler. O gece Justine, Tucker Simms ile tanışır. İlk görüşte aralarında bir elektriklenme oluşur. Tucker, birkaç yıl önce kurduğu The Tucker Simms Band country müzik grubu ile Montana'da küçük çaplı bir ün kazanmış, bir araba tamircisidir. Kırk dört yaşındadır ve liseye giden bir oğlu vardır. İnsanların Tucker'ın geçmişi hakkında pek bilgisi yoktur, bu nedenle onlar da kendi çaplarında bir şeyler konuşurlar, bazı şeyleri abartırlar. Tucker ile Justine arasındaki on beş yaşlık fark da Justine'in babasının pek hoşuna gitmez. Ama Justine iyi bir adam olduğuna inandığı Tucker ile görüşmeye devam eder.

        İkisi yakınlaştıkça geçmişlerinden bahsederler. Anılar onları üzse, sinirlendirse de birbirlerinin yanında olurlar. Hazırlıklı olmadıkları şey geleceğin getirecekleridir. 


        Bu kitabı okuduktan sonra insanların neden serinin ilk kitabı hakkında pek de iyi düşünmediğini anlayabiliyorum. İki kitabın farklı yazarlar tarafından yazıldığı sadece yazı dillerinden bile belli oluyor. Olay örgüsü burada daha karmaşık, daha gerçekçi. Ayrıntılar güzelce aralara serpiştirilmişti. İlk kitap nasıl kısa, öylesine bir okuma gibiyse bu kitap kısa sayfa sayısına rağmen daha uzun olsa da okunabilecek tarzda derin yazılmıştı. 

        Justine ve Tucker'ın ilişkilerini okumak güzeldi. Aralarındaki on beş yaş farka rağmen ilişkiyi yürütmeye çalışmaları, problemlerle nasıl başa çıktıklarını görmek hoştu. Gerçi, kitabın sonlarının daha uzun yazılmış olmasını dilerdim. Ama buna rağmen okumaktan hoşlandım. 

        Tüm kitapların aynı çevrede yazılmış olması hoştu. İlk kitaptan tanıdığımız birkaç kişiyi burada da görmek mümkündü. Gerçi hangi zaman diliminde yazıldıklarından emin değilim. Belki de kitapların sırayla birbirinin ardınca devam ettiğini düşünmek yerine tüm kitapların aynı zamanda geçtiğini düşünmek gerekiyordur.



        "Don’t be ashamed to get upset. The fear will pass, but it’ll take time."


        "A gentleman is also someone who when he’s with a woman he thinks is sexy, he makes sure she feels sexy too."


        "Being a man means being responsible. Doing what needs to get done first and foremost before anything else. Then enjoying the fruits of his labor, only being responsible while doing so. You’ll never see me drunk, and you’ll never see me do anyone wrong. You have my word on that."


        "There’s a difference of fighting for what is yours and hurting people for greed."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

#130, The Rory Gilmore Reading Checklist, 2022 Yıl Sonu Güncellemesi

#141, Daisy Jones & The Six - Taylor Jenkins Reid

#133, The Pale Blue Eye - Louis Bayard

#140, Twisted Hate - Ana Huang (Twisted #3)

#150, Killing Sarai - J.A. Redmerski (In the Company of Killers #1)