#168, Yaşlı Adam ve Deniz (İhtiyar Balıkçı) - Ernest Hemingway

        Bu sefer kitap konusu olarak kısa bir giriş değil, kitap özeti gibi kısa bir toparlama yapacağım.

        Santiago, Kübalı yaşlı bir balıkçıdır. Her ne kadar ömrü boyunca sadece balıkçılık yapmış olsa da, diğerlerine göre bu alanda pek başarılı değildir - son seksen dört günde hiç balık yakalayamamıştır. Bir süre yanında çırak olarak yetiştirdiği çocuğun ailesi bile çocuğu bu yüzden Santiago'nun yanından alıp başka bir yere çırak vermişlerdir.

        Bu çocukla - adı Manolin - konuşurlarken Santiago seksen beşinci günün şansının döneceğini söyleyerek denize açılır. Şansı da döner ve kocaman bir balık oltaya takılır. Ama bu balık tekneyi peşinden sürükleyecek kadar büyüktür. Birkaç gün sonunda Santiago nihayet bu kılıçbalığını öldürür. Ama balık teknesine alamayacağı kadar büyüktür. Böylece balığı teknesinin yanına sıkıca bağlar. Ama köpek balıkları bu ölen balığın kan kokusuna çekilir ve balıkçı ne kadar uğraşsa da köpek balıklarının bu büyük balığı parçalamasına engel olamaz. 

        Santiago kıyıya ulaştığında çok yorgundur, yaralar içerisindedir ama elinde günlerce uğraştığı balığın iskeletinden başka bir şey kalmamıştır.

        Hemingway, daha önce okumadığım ama daha önce adını çok duyduğum bir yazardı. Ki hepimiz de onun adını duymuşuzdur. Özellikle betimlemelerinden övgüyle bahsediliyordu. Ama daha önce blogda da sıkça bahsettiğim gibi, klasiklere karşı bir önyargım olduğundan, Hemingway de diğerleri gibi kenara atılmıştı. Ve işte, ilk Hemingway kitabımı okumuş olarak bu satırları yazıyorum.

        Başlangıç olarak böylesine kısa bir kitap seçmiş olmamın, sonraki kalın Hemingway kitaplarına göre güzel bir başlangıç olduğunu söyleyebilirim. Kitap, bir saatte bitebilecek bir kısalığa sahip. Ancak sonrasında insanı birkaç saat düşündürebilecek bir derinliğe de.

        Kitaba sadece yaşlı bir balıkçının, teknesinden e büyük bir balıkla mücadelesi olarak bakmak mümkün. Ama günümüz psikolojisiyle, kitabın altında yatan derin anlamları anlamamak pek mümkün değil. Santiago'nun yakaladığı kılıçbalığının, herkesin ulaşmaya çalıştığı hedefler/hayaller olarak düşünebiliriz. Bu durumda köpek balıkları da kapitalist unsurları/emekçinin sırtından beslenen kişilere benzetebiliriz.

        Yazarın hikayesi için Küba'yı seçmesinin nedeni orada uzun süre vakit geçirmesi mi, yoksa hikayeyi yazdığı dönemde - Soğuk Savaş Dönemi - olanlara mı dikkat çekmek istedi emin değilim. Belki ikisi de. Büyük ihtimalle ikisi de.



        "'Ama insanoğlu yenilgi için yaratılmamıştır' dedi. 'İnsan yok edilebilir ama yenilemez.'"


        "Şimdi yanında olmayanları düşünmenin sırası değil. Olanla ne yapabilirsin onu düşün."


        "Her şey, her şeyi bir şekilde öldürür."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

#130, The Rory Gilmore Reading Checklist, 2022 Yıl Sonu Güncellemesi

#141, Daisy Jones & The Six - Taylor Jenkins Reid

#133, The Pale Blue Eye - Louis Bayard

#140, Twisted Hate - Ana Huang (Twisted #3)

#150, Killing Sarai - J.A. Redmerski (In the Company of Killers #1)