#156, Phantom - Greer Rivers (Tattered Curtain Serisi)

        Scarlet Day, New French Opera House'ta burslu öğrenci ve aynı zamanda da burada şarkıcıdır. Bir yıl önce babasının cinayetine tanık olmuş, ara ara anksiyete atakları ve depresyonla mücadele etmiştir. İlaçlarıyla kontrol altında tuttuğu bipolar bozukluğu da bunlara eklendiğinde Scarlet kendini çoğu zaman gergin, arada sırada da etrafında olanların (seslerin, görüntülerin) gerçekliğini sorgularken bulur. 

        Scarlet, aylardır odasında Scarlet'i ve Scarlet'in sesini öven gizemli mektuplar bulmaktadır. Bu "gizemli gönderici"ye "my demon of music" demektedir. Scarlet bu mektuplardan ne kadar hoşlansa da, çocukluk arkadaşı Rand Chatelain hayatına tekrar girdiğinde, gizemli Solomon 'Sol' Bordeaux ile tanıştığında, her gün aldığı ilaçları kaybolduğunda ve operadaki rakip oyuncular onu deli olmakla suçladığında (bu kelimeler durumu en kısa haliyle anlattığından durumu açıklamanın hakkını veremiyor olabilir) akıl sağlığından şüphelenmeye başlar. O akşam tekrar akıl hastanesine dönmekten korktuğundan panik atak geçirir ve alması gerekenden fazla ilaç alır. Sol onu sakinleştirir, doktor çağırır ve onu operanın altındaki evine götürerek Scarlet'e göz kulak olur. 

        Scarlet uyandığında gizemli mektupları yazanın Sol olduğunu öğrenir. Aklındaki soruları sorduğunda olanları hayal etmediğini ve her şeyin arkasında Sol'un fark eder. Sol, New Orleans'ın yarısını yöneten, "Phantom of the French Quarter" olarak anılan, çok korkulan bir mafya babasıdır. Ve Sol bir yıldan uzun bir süredir Scarlet'e kafayı takmıştır. Scarlet'in güvenliği için onun her hareketini takip ediyor, Scarlet'in ilaçlarını aldığından emin olmaktadır. Gizlice onun için piyano çalıyor ve Scarlet de buna göre şarkı sözleri yazmaktadır.     

        Tüm bu tatlı, romantik olayların ardında etraftaki herkesi etkileyen trajik bir geçmiş vardır. Scarlet'in çocukluk arkadaşı Rand Chatelain'in abisi Laurent, Sol'ü on beş yaşındayken kaçırmış, ona türlü işkenceler yapmış, Sol'ün babasını öldürmüştür. Bu kaçırmadan sonra Sol yüzünün yarısındaki yara izlerini saklamak için sürekli maske takmak zorunda kalmıştır. İntikam için Laurent'i öldürüp, New Orleans'ta iki taraf arasında barışı sağlamıştır ve yıllardır da bu böyle devam etmiştir. Ta ki, Rand Chatelain New Orleans'a dönüp Sol'ün Scarlet'e olan takıntısını fark edip, Scarlet'e yakınlaşana kadar.  

        Phantom Of The Opera, daha önce modern halinin yazıldığını duymadığım bir eserdi. Orijinalini çok sevdiğimden ne beklemem gerektiğinden pek emin değildim. Ama tüm ön yargılarım boşa çıktı. Kitap çok güzeldi ve çok daha fazlasıydı. 

        Orijinalindeki her noktaya da değinilmişti: Alt rollerden baş role yükselen bir soprano; yüzünü maskenin altına gizleyen, boş rolü gizlice izleyen, operanın altında yaşayan, gizemli ve acı verici geçmişe sahip, müzikten çok iyi anlayan bir adam; baş rolün geçmişinden gelen ve onu elde etmeyen çalışan çocukluk arkadaşı; bu iki adam arasında geçen çatışmalar... Yazar tüm bu noktalara değinip, birçok ayrıntı ekleyip kitabı öyle bir yere getirmişti ki kitabın bitmesini istemedim diyebilirim. Orijinalinin aksine bunun sonu çok güzel bir plot twistle daha güzel ve daha tatmin edici bir hale gelmişti. Chef's kiss.👏

        

        "Sometimes happiness is just happiness, ma jolie petite muse. There’s no need to second-guess it. Just enjoy it."

 

        "Obsession.
        That’s what my brother calls it.
        But the ache I feel when I’m away from her is much more than any obsessed revenge I’ve embarked on. It’s the feeling you get when you find the perfect song, the one you could play for eternity, never getting tired of a single note, and still not want to get to the final measure.
        I’m still refusing to believe our song will end. I can’t kill the hope that my muse will write our lyrics someday."

 

        "It’s easier to be nowhere when everyone thinks you’re everywhere."

 

        "'Obsession and love make the best stories.'
        'Or the most tragic ones.'"

 

        " There are so many people who are afraid of mental illness and the ones who suffer from it. Some even go so far as to believe we’re all capable of being monsters. But people who don’t require madness to behave irrationally are more dangerous than us all."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

#130, The Rory Gilmore Reading Checklist, 2022 Yıl Sonu Güncellemesi

#141, Daisy Jones & The Six - Taylor Jenkins Reid

#133, The Pale Blue Eye - Louis Bayard

#140, Twisted Hate - Ana Huang (Twisted #3)

#150, Killing Sarai - J.A. Redmerski (In the Company of Killers #1)