#147, En Tatlı Kaçış (The Sweetest Oblivion) - Danielle Lori (Made #1)

        Amerika'da yüksek profilli mafya ailelerinden birinin büyük kızı olan Elena Abelli, altı ay önce evden kaçmıştır. Ailenin adamları onu bulup yanındaki adamı öldürüp Elena'yı eve geri getirmişlerdir. Ama artık Elena'nın adı lekelenmiştir, babası onu istediğiyle evlendiremeyecektir. Böylece Elena'nın kardeşi Adriana'nın, babalarının iş yaptığı Nicolas Russo ile evlendirilmesi kararlaştırılır.

        Nicolas Russo kendi yer altı dünyalarının en korkulan adamlarından biridir. Russo ailesinin başı, hilebaz ve istediğini alan bir adamdır. Abelli ailesiyle kontrat yapılıp imzalandıktan sonra ailenin kadınlarıyla tanışır. Elena bu yüz yüze tanışmaya gelmez, arabada kalır ve Nicolas ile aralarında uzun, gergin bir bakışma geçer. Nicolas Elena'yı o güne kadar görmemiştir ama herkes gibi o da 'Sweet Abelli' denen bu kadın hakkında dedikoduları duymuştur. Nicolas, herkesin peşinde koşup ağzının suyunu akıttığı Elena'dan hoşlanmayı reddeder. Ama Elena'da onu çeken bir şey vardır, herkese nazik ve tatlı davranıp ona tam tersi davranması belki de. 

        Nicolas ailenin küçük kızıyla nişanlı olduğu için sürekli Elena'nın evinde ya da bir şekilde etrafındadır. Böylece ikili aralarının ufak bakışmalar, ufak dokunuşlar, birlikte içilen sigaralarla daha yumuşadığını inkar edemez. Düğünden bir hafta önce Adriana hamile olduğunu açıklar. Adriana ve Nicolas'ın nişanı imkansız hale gelir. Böylece Nicolas işlerin bozulmaması için Elena'yı ister. Ama babası Elena'yı çoktan başka biriyle iş anlaşması olarak nişanlamıştır.

        Son cümleden sonra Nicolas'ın ne yaptığını tahmin edebiliriz sanırım. Normalde yazacağımdan çok daha fazla şey yazdım, kitabın yarısı belki daha fazlası açıklanmış oldu. Neyse. Çok uzun süredir okumayı ertelediğim bir kitaptı ama başladığımda elimden bırakamadım. 

        Elena bu kadar kan ve kanunsuzluğun içinde, insanların sandığına göre daha saf, naif, romantik bir kadın. Evden kaçtığında tanıştığı adamın öldürülmesinin suçluluğunu altı ay sonra hala hissetmektedir. Nico, diğer taraftan gerçekten insanların düşündüğü gibi sert ve acımasızdır ama Elena'nın onun içinde bir şeyleri yumuşattığı da bir gerçek. Küçük jestlerle ya da kısa cümlelerle kendini belli etse de Nico ve Elena'nın birbirleri için gerçekten iyi bir ikili olacağı kesindi.

        Okurken ne kadar zevk alsam da arada sinirlendiğim yerler olmadı diyemem. Elena'nın babasının tavırları hoş değildi, büyük annesinin de öyle. Çok fazla güvensizlik ve ufak, bir anlık öfkeyle sıkılmış kurşunlar vardı. Bilemiyorum, bu dünyanın da kuralları böyle oluyordu herhalde.

 

        "Sometimes the cheapest things are the most valuable."


        "I hated when someone told me to smile, as if a smile of mine belonged to them and not to me."

 

        "Like regret, there wasn’t room for hate. 
        Hate changed someone’s make-up. It made them reckless. Hate killed its host."

 

        "Without hope, there’s nothing to lose. 
        With it, we’re nothing but dominos waiting to fall."


        "You can only sink or swim.
        You can’t swim in the underworld, but I’d always heard drowning was the best way to go."

 

        "'The littlest problems seem so great to those who are young,' she lamented. 'I used to worry like you, you know. Do you know what it got me? Not a thing. Do not waste your time on things you cannot change.'"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

#130, The Rory Gilmore Reading Checklist, 2022 Yıl Sonu Güncellemesi

#141, Daisy Jones & The Six - Taylor Jenkins Reid

#133, The Pale Blue Eye - Louis Bayard

#140, Twisted Hate - Ana Huang (Twisted #3)

#150, Killing Sarai - J.A. Redmerski (In the Company of Killers #1)