#139, Twisted Games - Ana Huang (Twisted #2)
Kitap iki bölümden oluşuyor.
İlk bölümde, serinin ilk kitabı olan "Twisted Love"da Bridget'in gözünden geçen bazı sahneleri okuyoruz. Eldorra Prensesi Bridget von Ascheberg'in dört yıllık koruması Booth görevinden ayrılır ve yerini Amerika'dan sözleşmeli eski bir asker olan Rhys Larsen'e bırakır. Bridget ve Rhys zun bir süre anlaşamazlar. Booth ne kadar esnekse Rhys o kadar katıdır, güvenliği için Bridget'i çok kısıtlar. Ama Bridget onun haberi olmadan evden kaçıp konsere gittiğinde kaçırılır. Olaylar çözülür, Rhys'in haklı olduğu bellidir ve Bridget kendi güvenliği için Rhys'in dediklerini takip eder. Üniversitesi bittiğinde Eldorra'nın Amerika elçisi olarak New York'a yerleşir. Rhys ile aralarında her ne kadar bir çekim olsa da sınırı geçmezler ve New York'ta yeni düzende yaşamlarını sürdürürler. Ta ki Bridget'in abisi Nikolai, dedeleri olan Kral Edward'ın hastaneye kaldığını haber verene kadar.
Böylece ikinci bölüm, günümüze geçeriz. Bridget dedesini hastanede ziyaret için Eldorra'ya gider ve burada hiç beklemediği bir haber alır. Abisi, veliaht prens aşık olmuştur. Aşık olduğu kadın soylu bir aileden gelmediği için — halktan biri olduğu için diyelim — Nikolai tahttan çekilip yerini Bridget'e bırakacaktır. Bridget bu haberi hiç iyi karşılamaz ama yapacak bir şey de yoktur. Halkı ve ülkesi için kraliçe olması gerekmektedir.
Bridget New York'taki işlerini toparlar, Eldorra'da saraya yerleşir. Kontratı bittikten sonra da Rhys artık Bridget için çalışamayacağını söyler. Ama Bridget'in Eldorra'ya gitmesinden önce ikili arasında bir takım olaylar geçmiştir, ikisi de bu olayları geride bırakamaz. Böylece altı hafta sonra Rhys veliaht prensesin kalıcı koruması olarak Eldorra'ya taşınır. Her ne kadar ikisi birbirlerinden etkilense de ortada kanunlar vardır, Bridget de abisi gibi halktan biriyle evlenemeyecektir. Dedesinin durumunun kötüleşmesi ve Rhys ile aralarındaki ilişkinin basına yansımasıyla işler karmakarışık olur.
Dürüst olmak gerekirse, Twisted Serisi hakkında yazmayı düşünmediğim bir seriydi. Serinin ilk kitabı "Twisted Love"ı okuyalı biraz olmuştu, insanların internette abarttığı kadar beğenmemiştim. Ama nedense bu kitap karşıma çıktığında bir şans vermeye karar verdim. Sonuçta bodyguard romantizminden bahsediyoruz, kim hayır diyebilir ki?
Ön yargılarıma rağmen bu kitabı beğendim. Tahmin edilebilir bir kitaptı. Rhys hakkındaki gerçekler en başından belliydi. Neden bilemiyorum ama kitabı okurken pek fazla gözümde canlandıramadım. Yazarın tarzından belki de. Kraliyet ailesi ve taht için yapılan entrikaları okumak eğlenceliydi.
Serinin ilk kitabındaki Bridget'ın olduğu bölümleri başlangıç olarak alması iki kitap arasında bağlantı kurmak için faydalıydı. Bu açıdan tek başına, seriden bağımsız olarak da okunabilecek bir kitaptı.
"But someone once told me we always end up where we're meant to be, and this is where I'm meant to be. With you."
"Love was the most universal emotion. Not everyone experienced it, but they all wanted it—even those who said they didn’t."
"But people were people, no matter their title, and some desires were universal. Unfortunately, the ability to fulfill them was not."
"You can’t control what they say, but you can control what you say. Don’t let them see you sweat. Deflect if necessary, take back the power, and guide the conversation where you want it to go."
"Being a leader is not about technical knowledge. It is about you, as a person. Your compassion, your strength, your empathy. You have all that in spades. Besides there’s no better way to learn than on the job."
"'There’s not much in the world I want to claim as mine. I’ve seen and done too much shit in my life to believe in forever. But you…' He grasped my chin with his free hand. 'You belong to me. I don’t give a fuck what a law or anyone else says. You are mine.'"
Yorumlar
Yorum Gönder